• Cihat-Demirbag-social-media-icons-3-05
  • Cihat-Demirbag-social-media-icons-3-01
  • Cihat-Demirbag-social-media-icons-3-02
  • Cihat-Demirbag-social-media-icons-3-03
  • Cihat-Demirbag-social-media-icons-3-04
  • Cihat-Demirbag-social-media-icons-3-06
  • Cihat-Demirbag-social-media-icons-3-10

+90 (216) 888 14 78

Ecrimisil (Haksız İşgal)

Ecrimisil; haksız zilyedin, eşyayı haksız bir şekilde kullanımı sebebiyle eşyanın malikine doğan borcunu
ifade etmektedir. Ecrimisil kavramı, Kanun'da düzenlenmemekle birlikte hukuk sistemimizdeki ilk tanımlaması 09.12.1931 tarihli Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda yapılmış, bu kararda eylem haksız fiil kapsamında değerlendirilmemiştir.

25.05.1938 Tarihli, 29/37 Sayılı İctihadı Birleştirme Kararı'nda ise ecrimisil, kira sözleşmesine benzetilmiştir. 08.03.1950 Tarih 1945/22 E. ve 1950/4 sayılı karar ile Yargıtay İBGK yeni bir İBK içtihadında bulunmuştur. Burada Yargıtay, haksız zilyedin sorumluluğunun kira sözleşmesindeki sorumlulukla benzer olduğu görüşünden dönerek haksız fiil sorumluluğunun bir türü olarak tanımlamıştır. İlgili kararda ecrimsilin haksız fiil olduğu ve dolayısıyla tazminat talep edilebilmesi için zararın da gerçekleşmesi gerektiği ifade edilmiştir.

ECRİMİSİL TAZMİNATI İÇİN GEREKLİ ŞARTLAR

1 ) Haksız Bir İşgalin Bulunması

Zilyetlik, bir eşyanın mülkiyetine sahip olmak üzere eşyanın üzerinde fiili bir egemenlik kurulmasıdır.
Söz konusu fiili egemenliğin herhangi bir hukuki dayanağının bulunmaması halinde ise haksız bir
zilyetlik gerçekleşmektedir.

Haksız zilyedin iyiniyetli ve kötüniyetli olması mümkündür. İyiniyetli haksız zilyedin bir tür
sorumsuzluk ilkesine tabi kabul edilmektedir. TMK m. 993 hükmü ile iyiniyetli haksız zilyedin
kazanımları gerçek hak sahibine karşı korunmaktadır. Bu sayede iyiniyetli haksız zilyet çok geniş bir
hukuki koruma elde etmektedir. İyiniyetli haksız zilyet adeta bir haklı zilyet gibi korunmaktadır.
Kötüniyetli haksız zilyedin sorumluluğu ise mütemerrit borçlunun durumuna benzemektedir
Bir kişinin iyiniyetli haksız zilyet olabilmesi için mazur görülebilecek bir yanılgı sebebiyle kendisini
haklı zilyet olarak görmesi gerekmektedir.

Yargıtay’a göre haksız zilyede karşı gerçek hak sahibini tarafından açılan herhangi bir dava Alman
hukukunun aksine Türk hukukunda zilyedi kötüniyetli yapmamaktadır. Dava açılması halinde haksız
zilyedin özeni ve haklılığına olan inancı özel olarak incelenmelidir. Bu şekilde iyiniyetli olup olmadığına
hükmedilmelidir.

Haksız zilyet iyiniyetli olduğu dönem için iyiniyetli haksız zilyet hükümlerine tabiyken kötüniyetli hale
geldiği andan itibaren kötüniyetli haksız zilyetliğe ilişkin hükümlere tabidir.


2 ) Haksız İşgalin, Bir Zarara Neden Olması
1950 tarihli İBK kararında haksız zilyedin sorumluluğunu haksız fiil sorumluluğunun bir türü olarak
tanımladığı ve dolayısıyla tazminat talep edilebilmesi için zararın da gerçekleşmesi gerektiğinin hüküm
altına alındığını yukarıda ifade etmiştik. Doktrinde bu husus tazminat istenmesi için zararın oluşmasının
şart olmaması, salt işgal sebebiyle kötüniyetli zilyedin tazminat sorumlusu olması gerektiği yönüyle
eleştirilse de Yargıtay'ın güncel görüşü de ecrimisil talep edilebilmesi için zararın oluşması gerektiği
yönündedir.
Hak sahibinin, haksız işgale konu olan eşyayı kullanacağını yahut kiraya vereceğini, kısacası zararını
ispatlaması gerekmektedir. Eğer hak sahibi, eşyayı kullanmayacak, kiraya vermeyecek ise ya da eşya
zaten kiraya verilebilir nitelikte değilse, kötüniyetli zilyet, zarar meydana gelmediği için haksız
işgalinden dolayı ecrimisil tazminatı ile sorumlu tutulmamaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 18.04.1973 tarih ve 969/1-573/325 sayılı kararında, iadesi gereken
taşınmazın yararlanılması mümkün, ekime elverişli bir tarla niteliğinde olmasını, tazminat istemi için
yeterli bulmuştur.
YHGK., 31.03.2010 Tarih, 2010/146 Esas, 2010/184 Karar No'lu kararında ise “Dava konusu
taşınmazın üzerinde gelir getirici herhangi bir yapı olmamakla birlikte, çevresinde villaların bulunduğu
ve davalının bu yeri yol olarak kullanmak suretiyle ekonomik bakımdan fayda sağladığı açıktır.”
şeklinde ifade ederek kötüniyetli işgalcinin salt yol olarak kullanımını taşınmaz maliki açısından zarar
olarak değerlendirmiştir.
Zarar, haksız işgalcinin malı elinde tutmasından kaynaklanan zararı, elde edilen ve elde edilmesi ihmal
edilen semereleri kapsamaktadır. Eşyanın, işgalcinin zilyetliğinde iken zarar görmesi halinde haksız
işgalci bu zarara da katlanacaktır.
3 ) Zarar ile Haksız İşgal Arasında Nedensellik Bağının Bulunması
Eşya malikinin zararının haksız işgalden kaynaklı olması gerekmektedir. Kötü niyetli işgalci, illiyet
bağını kesen sebeplerden birini sunması halinde ya da zararın malikin zilyetliğinde iken bile
gerçekleşeceğini ispatlaması halinde sorumluluktan kurtulacaktır.
4 ) Özel Durum: İşgalcinin, Paylı Mülkiyetteki Paydaşlardan ya da Elbirliği Mülkiyetindeki
Ortaklardan Biri Olması
Bu halde ecrimisil talep edilebilmesi için hissedar ya da ortağın intifadan men edilmesi gerekmektedir.
İntifadan men, paydaşın, davaya konu taşınmaz ya da gelirinden yararlanmak isteğini ya da taşınmazı
işgalcinin kullanmamasını işgalci paydaşa bildirmesi demektir.
Doktrinde elbirliği mülkiyette; ortağın, paylı mülkiyetten farklı olarak tek başına eşyada kullanma,
semerelerinden yararlanma yetkisi bulunmadığından bu durumda intifadan mene gerek kalmaksızın
ecrimisil davası açılabileceği ifade edilmişse de Yargıtay, intifadan men şartını hem paylı mülkiyette hem
de elbirliği ile mülkiyette aramaktadır.
İntifadan men şartının gerçekleştiği tarihe kadar geçen süre için ecrimisil talep edilemez.
İntifadan men bildirimi herhangi bir şekle bağlı değildir.
Şu hallerde intifadan men şartı aranmaz:
? Davaya konu olan taşınmazın kamu malı ya da vakıf malı olması ve ortağın kamu ya da
vakıf tüzel kişiliği olması
?
Paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin
paydaşlığını inkar etmesi
? Ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe, çaylık, fındıklık gibi) doğal ürün veren ya da
(işyeri, konut gibi) kiraya verilecek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, yahut muris
tarafından kurulan işletmenin (mandıra, atölye, konfeksiyon gibi) başlı başına gelir getiren
işletmelerden olması
? Eşyayı Kullanma Konusunda Bir Anlaşmanın Bulunması Halinde
? Önceden Dava Açılması veya İcra Takibi Başlatılması ya da İhtarname Gönderilmesi
Halinde
Davacı malik tarafından davalı malik aleyhine daha önce aynı taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi,
ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılmışsa, icra takibi başlatılmışsa salt bunların
yapılmış olması intifadan men olarak değerlendirilmektedir. Bu durumda intifadan men tarihi, Yargıtay'a
göre dava dilekçesinin veya ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiği tarihtir.
ELBİRLİĞİ MÜLKİYETİ HALİNDE ORTAKLARDAN BİRİ DİĞERLERİNDEN AYRI
HAREKET EDEBİLİR Mİ?
Elbirliği ile mülkiyette kural, ortakların ortak olunan mal ya da mallarda mülkiyet hakkından doğan
yetkilerin kullnımında oybirliği ile hareket etmesidir. Eşya ile ilgili olarak bir kişiye dava yöneltilirken de
bu husus geçerlidir. Bunun istisnası bu mala yönelik koruyucu eylemlerde bulunmadır.
Ortaklardan biri dahi bu durumda eşyayı koruyucu aksiyon alabilmekte ve ortak olunan eşyaya
yönelen tecavüzü sonlandırmak için dava açabilmektedir. Bu durum ortaklardan biri ya da birkaçı
tarafından diğer ortakların eşya üzerindeki mülkiyet hakkından doğan yetkilerin kullandırılmadığı
durumlarda da geçerlidir. Böyle bir durumda hakkı ihlal edilen ortak, ihlalde bulunan ortağa el atmanın
önlenmesi davası ya da istihkak davası açabilecektir. Ecrimisil davası açılmasında ise doktrinde diğer
ortakların tecavüzde bulunan ortağa karşı oybirliği ile hareket etmeleri gerektiği ifade edilse de
Yargıtay'ın bu konudaki görüşü ortaklardan birinin dahi ecrimisil davası açabileceği yönündedir.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, 10.12.2018 Tarih, 2018/15161 Esas, 2018/19950 Karar No'lu kararında
"elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine
temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil
davası açabilir. " şeklinde ifade ederek ecrimisil davasını elbirliği ile ortaklardan birinin dahi diğerlerinin
rızası olmaksızın açabileceğini ifade etmiştir.
ECRİMİSİLDE FAİZ İSTEMİ
Ecrimisille birlikte faiz istenmesi de mümkündür. Yargıtay’a göre, davacı her dönem için tahakkuk etmiş
olan ecrimisil alacağının dönem sonlarından itibaren kademeli kanuni faiziyle birlikte tazminini
isteyebilir. Ancak dava edilen kısım için dava tarihinden, ıslah edilen kısım için ıslah tarihinden itibaren
faiz talep edilmesi halinde mahkeme kademeli faize hükmedemez.
ZAMANAŞIMI
Yargıtay, ecrimisil sorumluluğunu haksız fiil sorumluluğu kapsamında değerlendirmesine rağmen,
zamanaşımı hususunda haksız fiil için öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresini değil, kira alacağına
ilişkin zamanaşımı süresi olan 5 yıllık süreyi esas almaktadır. Bu durumun sebebi Yargıtay'ın 1937
Tarihli İctihadı Birleştirme Kararı'nda kira sözleşmesi benzeri olarak kabul ettiği ecrimisile zamanaşımı
olarak kira sözleşmesine dair zamanaşımı süresinin uygulanacağını hükme bağlaması, 1950 Tarihli
İctihadı Birleştirme Kararında ise ecrimsilin kira sözleşmesi olduğu görüşünden dönmesine rağmen,
zamanaşımı hususuna değinmemiş olmasından dolayı bu konuda halen 1937 Tarihli İBK'nın
uygulanmakta olmasıdır.

Web sitesinin hosting süresi doldu ve yakında yayından kalkacaktır. Web tasarım sorumlunuzla iletişim kurarak hosting süresini uzatabilirsiniz.

Facebook Twitter E-Mail Whatsapp